KENDİNE GÜVENMEK

Kişisel gelişimin şu veya bu disipliniyle ilgili olan her eğitmen, öğretici ya da ilgilisi, insanlara şu tavsiyeyi önerir. “Kendine güven, öz güven geliştir.”
Kendine güvenmek veya özgüven konusunda insanlar sahip oldukları kaynakların farkında bile olamayabiliyor. Kendine güvenmeyi ve özgüveni çok dramatik veya çok kompleks gibi algıladıkları olay veya konular yada kişilerle olan ilişki ve iletişimlerde görmeye, hissetmeye odaklanmışlar. Kendine güven veya öz güven “sorunu” yaşadığını zanneden kişilerde ortak olan yönler ise bir o kadar benzer.
“Bilmiyorum… Kafam karışık… Ben şimdi ne yapacam? Allahım yardım et!…”
Yaptığım çalışmalardan şunu biliyorum. Bir değer ya da inanç kimlikle bütünleşmedikçe, kimliğin kendisi haline gelmedikçe, kişinin engel sandığı şey kolaylıkla aşılır. Kimliğiyle bütünleştiğini sandığı bütün davranışları ve davranış dizilimleri arzuladığı sonuçları elde etmek için yönetilebilir.
Özellikle “Kafam çok karışık” diyen kişilere şunu sorarım. “Elbise dolabınla zihninin ne farkı var?” Düşüncelerin de tıpkı dolabındaki eşyaların gibi, onları katlayıp belirlenen uygun yerlere koymuyorsan, askıya asmıyorsan, askıları cinslere göre sıralamıyorsan, dolapta aradığın şeyi bulmak kolay olmayabilir. Zihnin de dolabından farklı değil. Öncelik ve önem sıralaması yapmıyorsan, ne istediğine karar verip isteklerine ulaşmak için hedefler oluşturmamışsan, hedeflerini planlayıp onları sistematik bir düzenlilikle, disiplinle çalışmıyorsan, kararların yoksa karmakarışık olman ve biri ile bir şey yaparken veya bir şey olurken kendine güvenmemen, özgüven karmaşası yaşaman çok doğal.
Güven kavramının yapısında iradilik ve kesinlik vardır. Mantıksal olarak formülize edildiğinde: Bu olursa bu olur. Bunu yaparsam, bu olur. Gibi basit bir kesinliği vardır. Kararsızlıkları ve karmaşaları olan kişiler o şeye, o kişiye veya o olaya karşı kesinliğe dayalı bir mantık kuramayacakları veya kuramadıkları için tereddütler yaşarlar. Ve şaşkınlığın transında karar vermeyi düşünemezler.
Nereye gideceğini bilmeyen birisi, kendi zihnindeki karmaşada kayıp olmuştur. Karar verene kadar ya amaçsız rutin alışkanlıkları ile ya da hareketsizliği ile eylem yapar.
Bütün bunların dışında insanlar sonsuz içsel kaynak ve deneyimlere de sahiptir. Çok basit yaaa, kim olsa yapar dediğiniz becerilerinizi listeleyin. Yumurta kırmak, ayakkabı bağını bağlamak gibi becerileri listenin en başına yazın. Diğerlerini listeleyin. Sonra bakın onlara, onlarla ilgili kendinize güvenmek gibi bir kavramı düşünmek bir yana aklınıza bile getirmezsiniz. O şeyleri sadece yaparsınız. Peki… Sorum şu? : “Bir şeyi rahatlıkla ve kolaylıkla yapabilmek kendinize güvenmek ve özgüven kanıtı değil ise, sizi engelleyen ve yapamadığınız şeyi yapmak, yapabildiğiniz takdirde ne anlama gelecek, size ne ifade edecek?”
İki yumurta kırmak için bile insan kendisine güvenmeyi öğrenmiş olmalıdır. Siz iki yumurtayı kıramayanlardan mısınız?
Faruk Acarsoy