YAŞLI MÜNZEVİ

Bir gün yaşlı bir Münzeviye sorarlar:(Münzevi: insanlardan kaçan yalnız yaşamayı tercih eden insan anlamındadır.) “Sürekli yalnız olmaktan bıkmıyor musun?” Münzevi cevap verir:-“ Yapacak çok işim var". İki şahin eğitmem gerekiyor.Ve iki kartal.İki tavşan sakinleştirmek ve yılanı eğitmek.Eşeği motive etmek ve aslanı evcilleştirmek.” **”Ama senin etrafında hiç hayvan göremiyoruz!” “Neredeler?” -“Onlar...

TENEKE BAKIR VE ALTIN…

Çocuk bir atölyede işe başlar. Ateş gibi biri, hırslı, zeki, çabuk öğrenen. Kısa sürede ustası onu kalfaların çalıştığı makinelerden birinin başına koyar. Harika çalışır. Kalfalardan daha çok ve daha iyidir. Her hafta sonu "haftalıklarını" alırken kalfalardan daha az aldığını görür. "Ben onlardan daha iyiyim, neden daha az benim haftalığım." diye...

DOSTLUK…

Fırıncı, Terzi ve Ayakkabıcı, üç arkadaştı. Bu üç dost, hem birbirlerini çok severler, hem de birbirleri için endişelenirlerdi. Ayakkabıcı, dostları için uzun çizmeler yapardı. Terzi, elbiseler ve pantolonlar dikerdi. Fırıncı ise, onlara lezzetli ve övülesi ekmekler hazırlardı. Her dost, birbirlerine verdikleri bu şeylerin yapımını çok iyi bilirdi.Bu dostlar, uzun yıllar...

“KÜÇÜK” DERENİN ÖYKÜSÜ

Çok uzaklardaki dağlık bir ülkede, bir göl ve bir dere yan yana yaşıyorlardı. Göl, dağın eteğine yerleşmişti. Dere ise dağın üstünde, gölden biraz daha yukarıda akıyordu.Göl kendisiyle çok gurur duyuyordu.“Küçük dere, bak ne kadar güzel, büyük ve temizim!” dedi göl.“Evet,” diye cevapladı dere, “çok güzelsin. Birçok arkadaşın olmalı. Ne de...

MECZUP

MECZUPYavaş yavaş el ayak çekilmiş, ortalıkta kimsecikler kalmamıştı. Sadece dergahın kapısının baktığı, Selimiye Camiinin önündeki sekiye sırtını vermiş, bir ayağını dergaha doğru uzatmış, başını omzunun üzerinden geriye düşürmüş, yaka bağır açık, saç sakal birbirine karışmış ..... elindeki sigarayı dudaklarına götürüp derin bir nefes çektikten sonra geniş bir daire çizerek yanına...

HIRSIZIN MALI ÇÜRÜKTÜR….

Bir zamanlar, bir garip ülkede hırsızlık öyle moda olmuş ki, üretenler aç-bilaç yaşamaya çalışırken, hırsızlar keyif çatıyormuş. Bu garip ülkede bir de "çömlekçi ustası" -çömlekçi ustası dediğime bakmayın ne dediğimi anlar zeki insanlar-varmış. Usta ne yaparsa yapsın hangi modeli tasarlarsa tasarlasın başka "çömlekçiler" onu allayıp pullayıp ondan önce pazara koyuyorlarmış....

Hiç Bir Şeyin Sırrı…

Dede bu kadar dingin ve huzurlusun, neşen ve mutluluğunla... sırrın nedir? "Hiç bir şey torun" dedi. Olmalı... bir sır mutlaka olmalı? "Gözü kapalıya, kulağı tıkalıya, yüreği mühürlüye ne anlatırsan anlat. O sırrın peşinde dolanır durur. Kuyruğunu yakalamaya çalışan köpek misali. Sır buysa, vaz geç..." "Nasıl?"Dur. İzle, dinle, dokun... Bunları kim yaptı? Sen baktın,...

YAŞLI AKTAR VE BİR DERS…

Bir gün, bir dükkana girdim. Aktar. Yaşlı bir amca eski ve temiz bir tezgahın arkasında beni görünce ayağa kalktı. Esnaf terbiyesi almış, her halinden belli. "Müşteri veli nimettir." İçimden sohbet etmek geldi. Bu temiz yüzlü ve yaşam tecrübesi olan aydınlık gözlerde kim bilir ne dersler vardı? - Şimdi bir çay ile ders...

PİR VE BOSTANCI

Eskiden Anadolu'nun dört bir yanında ocaklar varmış. Bu ocaklarda, bilim, ilim erbabı ustalar akıl danışılan, feyz alınan kişilermiş. Bir problem çözmek için, yeni bir işe başlamak için veya müzakereler için bu ocaklara gelirmiş insanlar.

TAŞI ALTINA ÇEVİRMEK

Bir genç heyecanla koşarak Tao hocasına gelir ve :" Hocam sen taşı altına çeviriyormuşsun, bu doğru mu?" diye sorar. Hoca gülümser ve başını sallarken: " Evet!" der. Genç sevinçle bana da öğretir misin, hocam?" Hoca:" Elbette. Hiç sende altın var mı?" diye sorar. Genç elini cebine atar ve küçük bir...

Seans Ücreti

Bir süre önce biri geldi. Üzgün ve kafası karışıktı. Acı çekiyordu adeta.--Ne istiyorsun ? dedim.-- Gülmeyin ama çok büyük bir sorunum var?-- Nedir?-- 15 sene önce çektirdiğim dişim ağrıyor ve geceleri uyutmuyor beni…-- Peki bunun için ne yaptınız? Dişçiye gittiniz mi?-- Gittim. Psikolojik olduğunu söyledi. Ondan sonrada psikologa, psikyatriste bile...