YAŞLI AKTAR VE BİR DERS…

Bir gün, bir dükkana girdim. Aktar. Yaşlı bir amca eski ve temiz bir tezgahın arkasında beni görünce ayağa kalktı. Esnaf terbiyesi almış, her halinden belli. “Müşteri veli nimettir.” 
İçimden sohbet etmek geldi. Bu temiz yüzlü ve yaşam tecrübesi olan aydınlık gözlerde kim bilir ne dersler vardı? 
– Şimdi bir çay ile ders verici bir sohbetin tadını düşündüm amca… Bu lezzeti burada aramam sence nasıl karşılanır? 
Gülümsedi ve eli ile tabureyi gösterdi. Biraz ilerdeki teneke semaverin üstündeki seramik demlikten ince belli bardağa çay dökerken hareketleri o kadar enerjik ve dingindi. Her davranışında huzurun yumuşaklığı insanı içine alırken, “ne iyi ettim” diye içimden söylendiğim de…: 
— Ne iyi ettin. dedi gülümseyen gözleri, huzurlu sesine eşlik ederken. 
— Ne iyi ettin. Şimdi tam kıvamında çayın demi ve sohbetin lezzeti ile ne getirir… 
Çayı uzatırken, gülümseyen gözlerine baktım. Simsiyah ve pırıl pırıl… Ferahlığı ve huzuru sanki üstüne döküyor, bol bol… 
Dükkan küçücüktü… Dar bir pencere, içerideki malları teşhir gereği bile duymamış. İçeri girdiğinizde, içinizi birden dolduran çeşitli baharat ve bitki kokuları mest ediyor. 
Bir süre sessiz sohbet ettik:) 
-İşler nasıl amca dedim. 
– Seninki kadar,dedi. 
Şaşırdım. Gülümsedi. 
– Dışarıdan baktığında içeri gelmek istemez insanlar, içeri girincede çıkmak istemez. Benim torun güzel sanatları bitirdi gecen sene. Dediki “dede, şu dar pencereyi genişletelim. Güzel bir vitrin yapalım. Süsleyelim içeriyi.” Ona sordum “bunları yapınca ne olacak?” 
— Daha çok insanın dikkatini çeker, satışlar artar. 
— Dur, dedim toruna, burayı süsleyelim, diyorsun, renkli cafcaflı posterler, ışıltılı vitrinler… bunların hepsi güzel. Bilmen gereken bir şey var torunum. Bana gelenler beni bilenlerdir. Ne istediklerini bilerek gelirler. İhtiyacı olmayana ışıltılı, cafcaflı vitrinler, ilgi çekici posterlerle istemediklerini aldırmak, bana ne sağlar, alana ne fayda verir. Eve gider aldığını çöpe atar. Ya da bir kenarda unutur. … 
Düşünceye daldım. Doğru. Olmayanı varmış gibi, istemediğini trans sokarak aldırmak “ustalık” değil. 
–İşler böyle işte yeğen, dedi, senin ki gibi İhtiyaç sahibine istediğini vermeli fazlasını değil. Bilgide ilaç gibidir. Yani zehirdir. Fazlası insanı ya kusturur yada öldürür… Kararında insana istedikçe vermeli… 
Faruk Acarsoy…